Büşra KILIÇ-Sevinç Ödül PATIR
19 Aralık 2012 Çarşamba
İdeolojilerin Sonu mu?
18 Aralık 2012 Salı
Feminizm Üzerine
Ezgi ŞİMŞEK
14. yüzyılda kadınlar adına konuşan Christine de Pisan, ''Hiçbir günah kadınınki kadar büyük değildir diyorlar ama kadınlar adam öldürmezler, kentleri yerle bir etmezler, halkı ezmezler, topraklarını yağmalamazlar, kundakçılık yapmazlar, ya da sahte sözleşmeler düzenlemezler. Kadınlar nazik, şefkatli, yardımsever, alçakgönüllü, basiretli varlıklardır. Evet, Havva günah işlemişti ama Adem de ondan iyi sayılmazdı'' derken aslında inceleyeceğimiz Feminizm olgusunun da temelini açıklıyor.
Randevum Var(!)
Esma ERDAL

12 Aralık 2012 Çarşamba
"Burada Böyle Bir Şey Oldu" Diye Bağıran Bir Film: SİMURG
Özgür Can ARAZ

30 Kasımda sinemalarda gösterimi başladı, bu hafta vizyondaki ikinci haftası. Ne yazık ki gideceğiniz her sinemada bulamayabilirsiniz. Gösterimi yapılan sinema sayısı sınırlı.
11 Aralık 2012 Salı
Okulda Ne Giysem?
Sevinç Ödül PATIR
Bir zamanlar anne babalarımızın giydiğini söylediği kara önlükler yerini mavilere bırakalı 20 yıl kadar oldu sanırım. Ben mavi önlük ve beyaz yaka kuşağında bitirdim ilköğretimi. Ortaokulda artık okul forması dönemiydi. Mavi önlükten beyaz, sarı, mavi renkli gömleklere; ceket, arma, kravat ve okul hırkası dönemine geçince birdenbire büyümüş gibi hissederdik kendimizi.
6 Aralık 2012 Perşembe
Beyin Bedava!
Büşra KILIÇ

5 Aralık 2012 Çarşamba
Bitik Adam (Der Untergeher)
Gözde TÜTMEZ

Kitabı keşfedişim tamamen tesadüf bir kitap gezintisi sırasında, ‘Bitik Adam’ başlığını görmemle oldu. Kim kendini ya da yakınındakini bu kadar keskin bir kelime ile tanımlayabilirdi ki?
Okumaya başladıktan sonra gördüm ki Thomas Bernhard eseri ile bunu en naif ve iğneleyici bir şekilde iliklerimize işlemiş. Kitap boyunca karşımıza kahramanlarımız: Wertheimer, yazar ve Glenn Gould arasındaki arkadaşlık ilişkisi üzerinden ruhi değerlendirmeler ve kişisel mücadeleler karşımıza çıkıyor. Glenn Gould ile yanlış bir devre denk gelmiş Wertheimer’ın, bulmaya çalıştığı hayat amacını, hazımsızlıklarını ve kendini ‘bir dahinin ölümünün ardından hala yaşamanın verdiği utanç’ olarak nitelendirdiği nefes alamama gayesine eriştirdiği an evresi ile işliyor kurgu.
Okumaya başladıktan sonra gördüm ki Thomas Bernhard eseri ile bunu en naif ve iğneleyici bir şekilde iliklerimize işlemiş. Kitap boyunca karşımıza kahramanlarımız: Wertheimer, yazar ve Glenn Gould arasındaki arkadaşlık ilişkisi üzerinden ruhi değerlendirmeler ve kişisel mücadeleler karşımıza çıkıyor. Glenn Gould ile yanlış bir devre denk gelmiş Wertheimer’ın, bulmaya çalıştığı hayat amacını, hazımsızlıklarını ve kendini ‘bir dahinin ölümünün ardından hala yaşamanın verdiği utanç’ olarak nitelendirdiği nefes alamama gayesine eriştirdiği an evresi ile işliyor kurgu.
2 Aralık 2012 Pazar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)