13 Mart 2013 Çarşamba

Kara Posta

Büşra KILIÇ

Kara haber tez duyulur, canımızı yakmayı hiç bekletmezmiş. Sevgiliden mektup getiren kara tren gecikir, belki hiç gelmezmiş. Kara kediler aramızı bozar, sevdiklerimizden ayırırmış. Işığımızı alan her şey, bir renk olan siyahtan bağımsız bir biçimde “kara” ve kirli imiş. Türkçe’de böyle bir siyah ve kara ayrımı yok aslında, eş anlamlı kelimeler statüsündeler ve birbirlerinin yerine kullanılabilirler. Ama kullanılmıyorlar. İmgesel olarak kullanım farklılığı yaratmışız halk arasında karaya. Siyah kelimesini yüreğimizden taşan duygular için fazla “asortik” bulmuşuz belki. Kara kelimesinin bu farklı kullanımı okumayı, yazmayı hatta düşünürken edebi olmayı seven kişiler için çok keyifli. Vapurda iken kara kaplı defterimi açar siyah kalemimle karalamalar yaparım. Siyah kalem gelip geçicidir ama o kara kaplı defter benim neşem ve isyanımdır. Kelimelerimin gittiği adrestir. Birinin eline geçse “Ergene bak” diye dalga geçmesi muhtemel bir defterdir ve işte o ihtimalin üzücülüğü ile komikliği yüzünden karadır, anlamlıdır.

Renkler insanların gerçek dünyasında ve idealarında anlam taşırlar. Herkese göre farklı anlamlar taşıyan renkler olduğu gibi, ortak duygularımıza hitap edip genel geçer anlamlar yüklenmiş renkler de vardır. O renkler baskınlıkları yüzünden insanlardan sıyrılıp kendilerine karakter edinmiş ve kendilerini bize seçtikleri karakterlerle tanıtmış renklerdir.Dünyanın neresine giderseniz gidin kırmızı giymiş bir kadın çekicidir, pembe giymiş bir kız çocuğu sevimlidir ve kahverengi ceket giymiş bir öğretmen ders anlatıyordur. Siyah ise tüm o renklerden hem asilliği hem de karanlığı ile ayrılır. Siyah giyen insan “Ben buradayım.” demeyi göze sokmadan başarır, sadece ona dikkat edenlerin dikkatini çeker. Aynı anda ön planda ve gizli kapaklı olmayı başaran bir renktir siyah. Hiçbir zaman tüm sırlarını, tüm derinliklerini öğrenemeyeceğimiz mafya gibidir. Bu “mafya” duruşuna hem korkudan hem saygıdan dolayı hemen hemen her kültürde siyaha -kara kadar olmasa bile- ağır anlamlar yüklenmiştir. En basitinden ölüm siyahtır. Biri öldüğünde keder ifadesi olarak siyah giyilir ve ölümü getiren Azrail siyah kıyafetli resmedilir. Siyaha bakış hem acı hem de korku vericidir.

Siyah karanlık ve mafyadır, her kültüre yansımıştır demişken siyahın İngilizce’deki karşılığı olan “black” kelimesine ve oradan geldiğini düşündüğüm “blackmail” kelimesine göz attım. Blackmail’i, bitişik değil ayrı yazılıyormuş gibi, Chicken Translete dediğimiz yöntemle çevirmeye çalıştım ve ortaya “Siyah Posta” gibi bir kelime grubu çıktı. Daha havalı olsun diye “Kara Posta” dedim (Çevirmen tercihi). O da tam olmadı,ortada kötü bir şeyler var ama ne? Böyle saçma sapan üretimlere kanmadan sözlüğe bakarsanız blackmail’in anlamının şantaj olduğunu görürsünüz.Anlamı kafada oturtunca “Kara Posta” da güzel gelmeye başlayabilir. Kara bir haber alıyorsunuz ve belli şeylerin korkusundan dolayı sizden istenilen her şeyi yapıyorsunuz, çok mantıklı değil mi? Tabi bu mantıktan da öte, her kelime gibi içinde olduğu dile giriş hikayesi var blackmail’in. Kelimenin Eski İskoçya’daki mafya benzeri yapıların, çiftçilerden aldığı haraçlardan geldiği rivayet olunur. Çiftçilerin yağmalanmamak için ödedikleri paranın adı “mail”dir. Mail kelimesi posta anlamından önce eski İngilizce’de kira anlamı taşımaktadır. (Kökeni “Male” dir, erkeğin yerine ödenen bedel.) “Black” ise o dönemde gümüş parayı temsil eden beyaz (white) ın zıttıdır. Yani vergi olan “white rent” in mafyaya verilen versiyonu olan “blackmail” tehdit unsurundan dolayı ortaya çıkmış bir kelimedir. Kim bilir başka kaç dilde daha böyle etimolojik araştırmalar yapsak, siyahın ağır ağabeyliklerine rastlarız?

Siyah, diğer renklerin annesi olan beyazı bile gölgesine alabilir. Siyah yüreklerde korku, akıllarda saygı yaratabilir. Kara olup kederli ve değerli, siyah olup asil ve kendini beğenmiş olabilir. Siyah her şey olabilir ama geride kalmış bir fon olamaz. Hayatınızın arka fonu olursa, bir kara delik gibi sizi içine çeker. Bir şantaj gibi size istemediğimiz şeyler yaptırır. Onun asil ve asabi büyüsüne kapılmaya başladığınızda canlı ve neşeli renkleri göremez olursunuz. Siyahı-karayı hayattaki kötü şeyler için kullanan ve dili size bırakan atalarınızın haklı sebepleri var. Onu görmeyi pek istemediğiniz olaylara itip normal hayatınıza başka renklerle devam etmek, ölümü akla getirmeden yaşamak gibi bir süreç. Siyahı görmeye çok uğraşmayın, o zaten kendini istediği kişilere gösterir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder