
“Toplumsal barışı üretebilecek en önemli olaylardan biriydi.”Gezi olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Demokrasi tarihi açısından bir kırılma noktası olacak mı ya da bir başka deyişle demokrasi tarihimizde belirgin bir etkisi olur mu?
“Toplumsal barışı üretebilecek en önemli olaylardan biriydi.”Gezi olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Demokrasi tarihi açısından bir kırılma noktası olacak mı ya da bir başka deyişle demokrasi tarihimizde belirgin bir etkisi olur mu?
“Gezi olayları bir siyasal katılım göstergesi olarak oldukça etkin oldu ve tabi o güne kadar sakin, suskun, politik olmayan bir gençliğin birden ne kadar politize olabileceği algılandı.”Gezi olaylarının siyasi açıdan bir kırılma olduğunu düşünüyor musunuz?
“… Gençler artık kendilerine dikte edilecek toplumsal, kültürel ve hatta kendi özel yaşamlarına müdahale edecek siyasal söylemleri çok dikkate almıyorlar. onlar partilerin grup toplantılarında biteviye bağırıp çağıran ya da birtakım şeylerin olması konusunda bağırıp çağıran liderleri artık önemsemiyorlar..”Derslerinizde ülkede demokrasinin hala tam anlamıyla yerleşmediğini, hala bunun sancılarının yaşandığını söylüyorsunuz. Gezi olayları bu sürece, demokrasi deneyimine, ne ölçüde katkı sağladı? Buna bir demokrasi mücadelesi diyebilir miyiz? Yani gezi direnişi bu sancılı süreç için ne ifade ediyor?
“Gün gelir sanma hesap sorulmaz,Dayanır kapına, Pir Sultan ölmez!”*
Teknolojiler yalnızca insanların kullandığı icatlar değildir, insanları yeniden icat eden araçlardır. Marshall McLuhan
Bir sanat eserini, birinin giyim tarzını ya da bazen hiç de önemli olmayan herhangi bir tartışan kişileri susturmak için üçüncü kişinin kullandığı motto. Bu mottoyu ne zamandan beri duyarım, kim çıkarmış, nasıl bu kadar ünlü olmuş bilmiyorum. “Neyse bu saatten sonra kimse kimsenin görüşünü değiştiremez” cümlesi ile kapanan siyasi tartışmalar gibi, ‘olaya noktayı koydum ve söyleyeceğin şeyler artık umurumda değil’i kapsar esasen. Sanat eserleri bir ayna gibi herkeste farklı yansımalar doğurur. Ancak bu, farklı yansımaları tartışamayacağız anlamına mı gelir? Sanatın yansıyışını konuşmak ya da konuşmayıp konuyu kapatmak bizi sanat tarihinin temel sorusuna götürüyor aslında. “Sanat; sanat için midir, toplum için mi?” Sanatçı sanatı sadece kendi duygularını yansıtmak için üretiyorsa onun anlaşılması sanatçı için önemli midir? Anlaşılmazsa sanat olur mu? Yahut sanatçı yeteneğini toplumun duygularını anlatmak için ‘kurban’ mı etmelidir? Belli bir mesaj vermeye çalışarak yaratıcılığını köreltmez mi? Bu tip soruları sormaya başladığımız an sanatın üretim aşamasına katılıyoruz ve bu da demek oluyor ki tartışmaktan kaçamayız.“Zevkler ve renkler tartışılmaz!”
![]() |
Beklentiler |
Güzel günler göreceğiz çocuklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın, inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz güneşli günler
(…)
BİR FİNCAN KAHVENİN KIRK YIL HATIRI VARDIR.
HER FACEBOOK KULLANICISININ ONLARCA ‘ARKADAŞI’ VARDIR.